Bugun...


Sibel Çağlar

facebook-paylas
Bundan Sonra İflah Olmazsınız
Tarih: 04-08-2021 14:11:00 Güncelleme: 04-08-2021 14:11:00


Hava gibi ormanlarımızda evrenselimiz. Dünyanın neresinde olursa olsun yüreğim kanıyor yangın haberleri aldığımda. Yine yanık kokusu tütüyor havada sol yanıma saplanıyor acısı, külleri gözlerimi yakıyor.

 

Ahh bu lal dilleri, bu kör gözleri neylemeli?

 

Yanan ormanlardaki ağaçların, kuşun, kurdun, börtü böceğin ahı bu duruma seyirci kalanları birgün bulacaktır biliyorum. Çektirdiğiniz acılar size dönecek, bunu da biliyorum.

 

O kadar eminim ki bundan !..

 

Çaresiz bıraktığınız darmadağın ettiğiniz bütün her şeyin enerjisi  yedi ceddinizde vücut bulacaktır!...

 

Gece uğultuları hissedeceksiniz uykularınızda, ağustos böceklerinin sesleri uyandıracak kan ter içinde, yanmış kaplumbağaların feryatları dolacak kulaklarınıza, yılan yavruları dolanacak yastık altınızda, dağ keçilerinin boynuzları kalbinize saplanıp çekilecek, ağaçların acıyla çırpınan yaprakları fısıldayacak odanıza, vücunuza yanık kokusu çökecek, kara bir duman kaplayacak ufkunuzu. Sofrada kaşığınıza dolacak onlarca solucan, sümüklü böcek, kurt çökecek yaralarınıza, çakalların uluması perdelerinizi sallayacak evinizde.

 

Yerle bir olacak tacınız tahtınız, en yakınlarınız hançerleyecek sizi, sedef kakmalı, yılan zehirli bir kamayla.

 

Bir türlü sağalmayacak hastalıklarınız.

 

Zakkumun zehrinden ahraz olup, sarmaşığın sarmalında kötürümleşeceksiniz!...

 

Doğa ana beddua ediyor size, duyuyor musunuz?..

 

Bundan sonra iflah olmazsınız !...

 

                                                                              ******

Nasıl, bir harabeye çevirdiniz güzelim cennet ülkeyi!..

 

Nasıl, bir kin varmış, nasıl bir öfke, bitmedi durmadı !..

 

Nedir bu talan, yağma, öfke yahu?

 

Hep bunu yapmayı mı hayal etmiştiniz hayatınız boyunca? Bütün davranışlarınızda, milli düşmanlık, toplum düşmanlığı, mal, mülk talanı, iyi olan güzel olan her şeye kin duyma, doymak bilmez hırs ile saldırma, yok etme, tahrip etme!

 

Nedir bu?

 

Yeter be, yeter yeter, yettiniz artık.

 

İnsan yaşadığı ülkeye bu kadar düşman olabilir mi?

 

İnsan kendi ülkesini yağmalar mı? Yağmalattırır mı?

 

Kendi tarihine, kültürüne, uygarlığına cephe alır mı?

 

İnsan düşman olur mu kendi yaşadığı dağına, taşına, toprağına, nehirlerine, denizlerine, ağaçlarına? Bu kin, nefret öfkeyle nasıl yaşıyorsunuz?

 

Hangi bilinmedik tarihin pis küf kokulu, kara yapraklarına saklamıştınız bu basit, bu ilkel, bu görgüsüz, bilgisiz harekât planını?

 

Bu kof kibir de neyin nesi?

 

Bu cehalet, bu aymazlık, bu iş bilmezlik, bu inat neyin öç alması?

 

Neyin hesaplaşması?

 

Durun artık.

 

Bir durun!

 

Yettiniz artık...

 

Kükürt ve ateş yağdıracaksınız ülkeye, yeter…

 

Helak edeceksiniz!

Muğla’da, Antalya’da, ateşin olduğu yerlerde insanlar (orada yaşıyor olsunlar veya olmasınlar) insanüstü çaba gösteriyorlar. Güzelim cennetten topraklarını ateşe teslim etmemek için kendilerini siper ediyorlar. Cephe gerisinden su, ayakkabı, eldiven vb teçhizat yağıyor.

 

Yok olan tek şey hükümet!

 

Artık anladılar ve zaten gözden çıkardılar devlet yardımını. Bütün senaryo, devlet araçlarının gelmeyeceği üzerine. İnsanlar bir araya geldiklerinde güçlerinin nasıl büyük olduğunu farkettiler. Ateşe dökülen her su AKP hükümetin de sonunu hızlandırıyor.

 

Büyük hata yaptılar, büyük!

 

İnsanlarımız kendi yaptırım güçlerini yeniden keşfediyorlar. Olayları analiz etmek ihtiyacı duyuyorlar. Yaşanan her dakika ve her analiz AKP iktidarının bir beka sorunu olduğunu gösteriyor. Bakanı ayrı telden çalıyor, kendisi ayrı telden çalıyor.

 

Söylem birliği bile tutturamadılar.

 

Çay fırlatmalar, TOKİ ev planları bardakları taşırıyor.

 

Suskunluklar isyana dönüşüyor. Açık eleştiriye ve hatta öfkeye neden oluyor. TRT ve TGRT  elemanlarının susturulması, çıkan tartışmalar, hedefin doğrudan siyasal iktidar olduğunu gösteriyor.

 

İktidar bir günah keçisi yaratmaya çalışıyor. Belli belirsiz terör örgütü PKK'yı işaret ederek yükünü, zaafiyetini azaltmak istiyor. (PKK ormanları ateşe vermez demiyorum. Algı şaşkınlığı olmasın. O ayrı bir konu, biliyorum ki PKK ormanları gözünü kırpmadan yakar). Şu anda sorun yangına yeterli müdahale edememe/etmemektir. Bütün ormanların, ağaçların yanmasını seyretmemizi istiyorlar. "Denize kadar inmesini bekledik ateşin“ diyorlar.

 

Bu ne demektir yahu…

 

Ormanın, ormandaki ağaçların, orayı yurt edinmiş binlerce canlının yaşamı hakkında nasıl böyle fütursuzca kararlar verebiliyorsunuz.

 

Kimsiniz siz!

 

Ateşte biter.

 

Yangın sona erer.

 

Sonra?

 

Bunlar unutulur mu acaba?

 

Kendi topuğunuza sıktınız. Bundan sonra topalsınız! Topal ördeksiniz ilk seçimde ne yaparsanız yapın Türk halkı sizleri tarihin tozlu sayfalarına atacak, hesap vereceksiniz...



Bu yazı 2215 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ

AKP Nasıl Kazanıyor?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI